Benim ailem Anamur ve Bozyazı’nın en saygın ailelerindenmiş…
Ben ailemin soy ağacına inmek istemiştim…
Ailemin soy ağacına inmek için Anamur’un dört bin yıllık tarihini incelemem gerekiyordu… Bunu da yapmıştım… Anamur; Üzerinde kurulan medeniyetlerle Anadolu’nun bir parçası olmuş…
Tarihin ilk devirlerine baktığımız zaman görürüz ki Anamur; Klikya bölgesinin içinde yer almış…
Binlerce yıl önce Anamur’da; Luviler, Arzavalar, Klikyalılar, Kueler, Kızvatnalılar, Selefkozlar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar da yaşamış…
Anamur; Türk devletlerinin Anadolu üzerindeki hakimiyetlerinin başlamasıyla Oğuzlar’ın, Selçuklu’ların, Osmanlı’ların hakimiyetine girmiş…
Türklerin Anamur’a gelişleri de 11-12’inci asırda olmuş…
Anamur’a yerleşen Türk boylarını incelediğimiz zaman karşımıza Oğuzlar çıkıyor…
Anamur; Oğuzlar’ın Yiva (yuva) boyuna mensupmuş… Yıva boyları da büyük Yiva ve küçük Yıva olmak üzere iki ayrı kola ayrılmış…
Büyük Yıva kolu Gülnar ile Anamur arasında Aksaz yöresine yerleşmiş…
Küçük Yıva kolu da Anamur’un Kuzeyine, batısına ve Anamur’un içine yerleşmişler… Anamur’a yerleşen Oğuz ailesi; Oğuzların “Üç Oklar” boyunun “Denizhan “koluna dayanıyormuş… Anamur;1804 yılına kadar beyliklerle idare edilmiş,1804’de Konya İl’ine bağlanmış…
Anamur;1859 yılında Osmanlı idare teşkilatında Nasreddin Köyü’nde Müdürlük,1869 yılında da Kaymakamlık olmuş… İşte Anamur’un tarihi görünümü bu şekildeymiş…
Anamur’un bir bölümü Selçuklulardan gelen ailelerden oluşmuş…
Bir bölümünde de Rumlar yaşıyormuş…
İstiklal savaşı esnasında tahcir olayı yaşanmış ve Anamur’a yerleşen Rumlar Anamur’u terk etmişler…
Tarihin çeşitli dönemlerinde Rumeli’den, Kıbrıs’tan,Girit adasından, Gazipaşa’dan, Ermenek’ten, Alanya’dan Anamur’a gelip yerleşenler olmuş…
Benim ailem de Gazipaşa’dan Anamur’a göç eden ailelerden oluşmuş… Gazipaşa taraflarında bize eskiden İnsanoğlu sülalesi derlermiş…
Hatta bir görüşe göre de geçmişte sülalemize Deniz Kızı sülalesi denirmiş. Bu bir efsane…
Yeri gelmişken bu efsaneyi de anlatmak istiyorum: Deniz kızları, belinden yukarısı dişi bir insan görünümünde olan, ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip olan efsaneleşmiş düşsel inanışlardır. Dünya üzerinde birçok kültürde deniz kızları farklı, ama birbirine çok yakın şekillerde betimlenmiştir.
Sirenler gibi bazı deniz kızları denizcilere şarkılar söyleyip onları büyülerler, işlerinden alıkoyarlar ve güverteden denize yuvarlanmalarına ya da daha kötüsü geminin batmasına neden olurlar. Diğer hikâyelerde ise deniz kızları boğulma tehlikesi geçiren erkekleri kurtaran iyi kalpli deniz canlıları olarak betimlenmişlerdir.
Aynı zamanda bu erkekleri su altındaki krallıklarında yaşamaya da davet ederler. Deniz kızlarından bazılarının erkekleri denizin altına doğru çekerken insanların su altında nefes alamadıklarını unuttukları ya da bilmedikleri söylenir. Gazipaşa taraflarında bu efsane anlatılırken bizim sülalemize de İnsanoğlu sülalesi denirmiş…
Bizim soy ağacımız çok eskilere dayanmaktadır: Şöyle ki; Babamın babası Mahmut Sipahi’nin, Mahmut Sipahi’nin babası Yusuf’un,Yusuf’un babası Denizci Ali ağa’nın,Denizci Ali Ağa’nın babası Kadir ağa’nın 5 nesil geriye kadar giden soy ağacımıza kadar ulaşmış bulunuyoruz…
Yine Annem’in babası Osman’ın,Osman’ın babası Yusuf’un,Yusuf’un babası Denizci Ali ağa’nın,Denizci Ali Ağanın babası Kadir ağanın 5 nesil geriye kadar giden soy ağacına kadar da ulaşmış bulunuyoruz…
Meğer babamın babası Mahmut Sipahi ile Annemin babası Osman kardeşlermiş…
Babam harp malulü olduğu için çocukluk yıllarım onun anlattıklarını dinlemekle geçmişti Cephede kolunu kaybeden babam çatışmada nasıl vurulduğunu, sedye ile cepheden Sahra hastanesine nasıl getirildiğini, hastanede kangren olan sol kolunun kökünden nasıl kesildiğini, hastanede geçen günlerini anlatırken küçücük gönlümde fırtınalar esmişti…
Çocukluk yıllarımda babamın anlattıklarını GÜNLÜĞÜM’e yazmıştım…
Çocukluk yıllarımı anlatmaya geçmeden önce o yıllarıma damgasını vuran, sonraki yıllarda da dolu-dolu geçen hayatımda örnek aldığım ve hiç unutamadığım babamın serüvenlerinden bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum:
( devam edecek ) Hoşça kalınız.