Tarih: 25.11.2022 07:16

Topladığınız mantarların rengi ve kokusu aldatıcı olabilir

Facebook Twitter Linked-in

Mantar zehirlenmesinin tarihi çok eskilere dayanır. Bazı tarihçiler Roma imparatoru Claudius’un yediği mantardan zehirlenerek öldüğü yazar. Günümüzde de doğadan toplanılarak tüketilen mantarlar ciddi sorunlara yol açabilir. ABD’de her sene 6 bin mantar zehirlenmesi vakası bildirilir. Bu vakaların büyük bir çoğunluğunu 6 yaş altı çocuklar oluşturur. Çocukların gezerken ya da oynarken doğada buldukları mantarları tüketmeleri bunun en büyük nedenleri arasındadır. Bu sebeple çocukların mantar tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi hayati önem taşır. 

 Uz. Dr. Mustafa Emre Kavlak, mantar yedikten sonra bu belirtiler yaşanıyorsa zaman kaybetmeyin uyarısında bulundu.

Mantar zehirlenmesinden sonra yaşanan belirtiler mantarın toksinine göre farklılık gösterebilir. Ancak mantar zehirlenmesinden sonra genellikle ortaya çıkan ilk belirtiler sindirim sistemiyle ilgili şikayetlerdir. Mantar tüketildikten 2-3 saat sonra mide krampları, bulantı, kusma, ishal, ateş gibi belirtiler yaşanıyorsa vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Ancak her mantarda bulunan toksin farklı olduğu için mantar tüketiminden sonra halüsinasyon, nöbet geçirme, uyku hali, şuur bulanıklığı karaciğer ve böbrek yetmezliği ile birlikte ciltte sararma gibi belirtiler de yaşanabilir. 

Uz. Dr. Mustafa Emre Kavlak, tüketilen mantar miktarının önemini vurguladı.

Mantar zehirlenmelerinde tüketilen miktar ve rahatsızlık sonrası hastaneye geliş süresi önemlidir. Mantar zehirlenmesinden kısa süre sonra hastaneye gelen hastaların sıvı kaybı, elektrolit dengesizliği, karaciğer ve böbrek enzimleri gibi tetkiklerinin ardından midenin yıkanması tedavinin ilk ayağını oluşturur. Ancak uygulanacak tedavide hastanın hastaneye geliş süresi de hayati önem taşıyor. Mantar zehirlenmesinin üzerinden 24 saat geçtikten sonra toksik etkiler özellikle karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi kalıcı hasarlar bırakabilir. 

 Uz. Dr. Mustafa Emre Kavlak, vücuttaki kanın temizlenmesi gerektiğini söyledi.

Karaciğer ve böbrek yetmezliğinin geliştiği durumlarda zehirli toksinin vücuttan atılması ve ikincil enfeksiyonların oluşmaması için hemofiltrasyon tedavisi uygulanmaktadır. Hemofiltrasyon tedavisinde önce hastaların kanı alınarak filtreden geçirilir. Plazma denilen özel bir sıvı ile kan yıkanarak temizlendikten sonra tekrar hastaya verilmektedir. Bu yöntemle hastalarda gelişen karaciğer ve böbrek yetmezliği organ nakline gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir. 

Uz. Dr Kavlak, son ve kesin çözümün organ nakli olduğunu vurguladı

Hastaların fazla miktarda mantar tüketmesi ya da hastaneye geç geldiği durumlarda plazma ferez hemofiltrasyon tedavisi yeterli olmayabilmektedir. Yapılan tedavilere rağmen bazı hastalar organ nakline ihtiyaç duyabilmektedir. 

Halk arasında zehirli mantarların daha renkli olduğu ya da tadının daha acı olduğu gibi doğru olmayan bilgiler yaygındır. Mantarın, rengine, kokusu ve tadına aldanarak bir tane bile tüketilmesi hayati risk yaratabilecek sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle ne olduğu bilinmeyen mantarlar yerine kültün mantarlarının tüketilmesi önerilmektedir. 


Hibya Haber Ajansı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —