Sosyal medyada “DM'ye kaymak” yaygınlaştı. Peki, aniden özel mesaj göndermek ne kadar etik? Dijital iletişimde sınırlar ve saygı üzerine düşündürücü detaylar. Sosyal medya artık sadece paylaşım değil, aynı zamanda birebir iletişimin de merkezi. Bu iletişimin en hızlı yollarından biri olan “DM” yani doğrudan mesaj, son yıllarda gençler arasında yeni bir sosyalleşme biçimi haline geldi. Özellikle “DM'ye kaymak” tabiri, beğeni sonrası aniden mesaj atma davranışını ifade ediyor. Ancak bu yaklaşım bazen sınır ihlali olarak da algılanabiliyor.
Uzmanlar, karşılıklı bir tanışıklık ya da sinyal olmadan atılan özel mesajların, dijital nezaket kurallarını ihlal edebileceğini söylüyor. Sosyal medyada görünür olmak, her zaman iletişime açık olmak anlamına gelmiyor. Özellikle kadın kullanıcılar, izinsiz gelen mesajları rahatsız edici bulabiliyor.
Psikologlar, dijital dünyada da yüz yüze iletişimde olduğu gibi sınırların korunması gerektiğini vurguluyor. Bir beğeni ya da hikâye görüntülemesi, mutlaka bir konuşma daveti değildir. Bu yüzden DM’ye kaymadan önce iki kere düşünmek, dijital dünyada da saygının temelini oluşturuyor.
Sosyal medya platformlarının da bu konuda kullanıcıları koruyacak gizlilik ayarlarını daha erişilebilir hale getirmesi bekleniyor. Dijital etik gelişiyor, bireylerin de bu yeni dünyada iletişim dilini gözden geçirmesi gerekiyor.