Tarih: 09.11.2022 10:25

Apandisit hakkında bilinmeyenler

Facebook Twitter Linked-in

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver Kunduz, apandisit hakkında uyarılarda bulundu.

Literatürde “apendiks” olarak adlandırılan, halk arasında ise “apandis” denen organın, insanın anne karnındaki hayatında bulunan ve geliştikçe körelen bir bağırsak kısmı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kunduz, “Apendiks, kalın bağırsağın başladığı noktada konumlanır. Yakın zamana kadar bu organın, yetişkin bir insanda hiçbir fonksiyonunun olmadığı sanılırdı. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, apendiksin, özellikle bağırsak bağışıklığı başta olmak üzere genel immün sistemde önemli bir rol üstlendiğini ortaya koydu” diye konuştu.

Apendiksin çeşitli nedenlerle iltihaplanmasının “akut apandisit” olarak adlandırıldığını hatırlatan Doç. Dr. Kunduz, “Bu hastalığa, özellikle çocuk çağında, herhangi bir meyve çekirdeği, çiklet ya da bir gaita parçası sebebiyet verebilir. Keza bağışıklık sistemi kaynaklı enfeksiyonlar da akut apandisit gelişmesine neden olabilir. Genelde 24 ila 48 saat içinde bulgularını ortaya koyar. En tipik bulgu, önce göbek çevresinde başlayan ve ardından apendiksin bulunduğu karnın sağ alt kesiminde yoğunlaşan şiddetli ve dayanılmaz ağrıdır. Zaten bu özellikleri nedeniyle hastalığa “akut apandisit” adı verilir. Bu şikayetle acil servise gelen hastanın tetkiklerinde akut apandisit teşhisi konursa hemen cerrahiye yönlendirilerek laparoskopik, yani vatandaşın ‘kapalı ameliyat’ dediği cerrahi yöntemle hastalık tedavi edilir” dedi.

Halk arasında “apandisit patlaması” denen iltihaplı apendiks bölgesindeki yırtılma vakalarında en korkulan durumun hayati tehlike olduğunu belirten Doç. Dr. Kunduz, “Bu durumda hayati tehlike her zaman söz konusu olmaz. Eğer duruma müdahale edilmezse iltihabın yayılması yani perforasyon sonucu ciddi karın içi enfeksiyonlara ve septik şoklara, hatta hayati tehlikeye neden olabileceği doğrudur. Ancak zamanında müdahale halinde herhangi bir risk söz konusu değildir. Hatta bazen apandisit patlaması sonrası apendiks çevresinde apse oluşur ve vücut, ince bağırsak gibi çevre organlarla apseyi çevreleyerek yayılmasına engel olur. Buna literatürde ‘Plastron Apandisit’ denir” ifadelerini kullandı.

Apandisit ağrısının bir anda geçmesinin apandisit patlamasına işaret ettiğine dair algının da yanlış olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kunduz, “Apandisit ağrısı hafiflemez, tersine zamanla şiddetlenir ve dayanılmaz bir hal alır. Belki zaman zaman hafifleme söz konusu olabilir ama müdahale edilmediği sürece ağrı gittikçe yükselir. Apandisit ağrısının geçmesi, sanılanın aksine enfeksiyon tablosunun gerilediğine işaret eder ki bu da kendi kendine olacak bir şey değildir” şeklinde konuştu.

Apendiksin neticede bağırsak mukozası taşıyan bir organ olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kunduz, “Dolayısıyla bağırsakta gelişen kimi iyi huylu ve kötü huylu tümörler, apendikste de gelişebilir. Tümörün kötü huylu olması durumuna ‘apendiks kanseri’ adı verilir. Bu kanser türü ancak patoloji sonuçlarıyla teşhis edilebilir. Çünkü akut apandisitle neredeyse birebir aynı bulgularla ortaya çıkar. Literatürde ‘apendektomi’ adı verilen apendiksin alınmasına dayalı cerrahi müdahalenin ardından parçanın patolojik incelemesinde kanser bulgusuna rastlanırsa, tümörün türü, büyüklüğü ve konumuna göre ikinci bir operasyon söz konusu olabilir” açıklamalarında bulundu.

 Her kanser vakası gibi metastaz, yani kanserin başka organlara sıçrama riskinin apendiks kanserinde de söz konusu olabileceğini belirten Doç. Dr. Kunduz, “Eğer tümör müsinöz özellikli ve agresif ise metastaz riski söz konusudur. Özellikle karın zarına yayılabilir ki buna literatürde ‘peritoneal karsinomatozis’ adı verilir. Bu durumda karın zarı tamamen soyularak ısıtılmış kemoterapi ile yıkanmasına dayalı bir tedavi yöntemi uygulanır” dedi.

Doç. Dr. Kunduz, akut apandisitin, apendiks kanserinden ayrı olarak bazı başka hastalıklarla da karıştırılabileceğini söyleyerek “Akut apandisit, özellikle ‘Chron hastalığı’ denen inflamatuar bağırsak hastalığı ile sıkça karıştırılır. Bunun yanında FMS dediğimiz Ailevi Akdeniz Ateşi, kadınlarda sağ yumurtalık kaynaklı sorunlar, kalın bağırsağın sağ tarafının iltihaplanması ve sağ böbrek kaynaklı idrar yolları enfeksiyonları ve böbrek taşı gibi vakalarla akut apandisitin karıştırılması söz konusudur. Çünkü bu hastalıklar, ilk evrede karnın sağ alt bölgesinde şiddetli bir ağrı ile kendini belli eder” diyerek sözlerini noktaladı.

Hibya Haber Ajansı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —