Akdeniz’in incisi Anamur, sadece muz bahçeleri ve tarihi kaleleriyle değil, aynı zamanda gizemli ve büyüleyici dağlarıyla da dikkat çekiyor. Torosların uzantısı olan bu dağlar, yüzyıllardır hem doğaseverleri hem de mistik yolculuklara çıkanları kendine çekiyor. Sislerle örtülü zirveler, zaman zaman adeta bir masal diyarını andırıyor.
Anamur’un dağları, geçmişte Anadolu erenlerinin inzivaya çekildiği, yörüklerin yaylalara göçtüğü, dervişlerin sessizlik içinde kendini bulduğu yerler olarak biliniyor. Her biri farklı bir efsaneye ev sahipliği yapan bu dağlar, sadece doğal güzellikleriyle değil, ruhani derinliğiyle de öne çıkıyor.
Keşfedilmemiş Patikalar ve Şifa Veren Bitkiler
Dağlık alanlarda yürüyüş yaparken, nadir bulunan şifalı bitkilere, antik kaya oyuklarına ve unutulmuş yörük mezarlarına rastlamak mümkün. Özellikle yaz aylarında serinleyen yaylalarda yapılan yürüyüşler, hem beden hem de ruh için adeta bir arınma sunuyor.
Fotoğrafçılar ve Spiritüel Kaşifler İçin Cennet
Gün doğumunda sisler arasından süzülen ışık, manzarayı büyüleyici bir tabloya dönüştürüyor. Bu nedenle bölge, doğa fotoğrafçıları ve spiritüel arayışta olanlar için ideal bir destinasyon haline geliyor. Dağların sessizliği, şehir yaşamından uzaklaşmak isteyenlerin aradığı huzuru fazlasıyla sunuyor.
Sonuç Olarak…
Anamur’un mistik dağları, sadece coğrafi bir güzellik değil, aynı zamanda kültürel ve ruhani bir miras. Doğayla baş başa kalmak, içsel bir yolculuğa çıkmak ya da sadece sessizliğin sesini duymak isteyen herkes için bu dağlar, bir çağrı niteliğinde…